Düşünüyorum da …
Bir kere rahatsız olduysanız bu hayattan, tekrar aynı huzuru bulamazsınız. Çıkmışsınızdır artık yörüngenizden… Başka bir açı bulmuşsunuzdur, bakmak için dünyaya. Oklar sizi herkesten farklı vurur. Acınız daha derin, mutluluğunuz daha keskin olur.
Yaşam algınız genişlerken, içinizden yeni yeni insanlar çıkıyor gibi hissedersiniz. Kendiniz kendinize dar gelebilirsiniz. Her şey yeni bir anlam aynı zamanda anlamsızlık kazanabilir. Ve bu durum size sancılar katabilir.
Hayatı anlamak basitleşirken, sorularınız daha da netleşirken insanları yorumlamak karmaşık bir hal alabilir. Kendinizi onların içinde göremeyebilirsiniz. Hep bir fazlalık ya da hep bir esriklik… Uykularınız bölük börçük, duygularınız ara ara hava boşluğunda kalabilir.
İçinizde yürüyen bir ağaç vardır artık. Köklerinin hareketini duyumsayabildiğiniz… Somutla soyutun nasıl birbirine dönüştüğünü, zihninizde kurduğunuz yeni dünyanın size nasıl bir sığınak olduğunu başka bir boyutta öğrenirsiniz.
Yeryüzünün dibi de, gökyüzünün mavisi de oradadır. Her şey daha şeffaftır. Duygulara dokunabilirsiniz. Orada anlamlı olan “zaman” değil, zamana anlam katan “duygulardır.”
Sonra iki dünya arasında bir köprü kurarsınız. Bu dünya da bir azınlıksınızdır şimdi. Ve bilmelisiniz pek çoğu sizi anlamayacaktır. Sizi şanslı yapan ise etrafınızda çok insan olması değildir artık. Sizin gizli yerlerinizi keşfeden insanlar olmasıdır. Eğer çok şanslıysanız bu öz değişimi içinde yakalamış kişilerle karşılaşırsınız.
Susmak bir yitiklik olmaktan çıkar… Ayrı bir dildir. Bir kere farklılaştıysa içiniz artık siz aynı siz değilsiniz. Ve… “yalnızlık, onu kendinize eş olarak seçebilirsiniz.” İçinizdeki kendinize olan bu yolculuğunuz, ait olma isteğiyle hep çarpışacaktır. Kendinizi nereye koyarsanız koyun tekrar alacaksınız oradan… Hep oradaymış gibi, hiç olamayacakmış gibi… Bir gezginsinizdir şimdi … Bunun sonucunda ortaya çıkan en gerçek durum yalnızlık olacaktır.
Değişim… Gerçek… Doğal, katıksız renkler… Sizin bile bilmediğiniz diğeriniz…
Siz…
Yeni bir dünyaya hoş geldiniz. Burada bir ev kurabilirsiniz. Kimse almaz elinizden paletinizi. Gece olunca da uçar kuşlarınız… Saklanası bir şey değildir acılarınız… Hüzün, mutluluk kadar çekici bir yemektir olsa olsa…
Ve aşk… hiç bu denli özgür kalmamıştı, bu dünyada…
Zemberek Kuşunun Dönüşü